Paylaş

Hashtag, ya da #, yakın bir zamanda Birleşik Krallık çocuklarının en sık kullandığı sözcük seçildi. BBC Radio 2’nin geleneksel kısa öykü yarışmasına gönderilen 120.421 metni inceleyen Oxford Üniversitesi Yayınları’nın çocuk sözlüğü yazarları, 13 yaş altı çocukların, hashtag sembolü için yeni bir kullanım yolu geliştirdiklerini, hikâyelerinde belirli noktalara vurgu yapmak ya da bir yorumu belirtmek için bu sembole başvurduklarını fark ettiler. Bu fenomenin örnekleri arasında, Oxford Üniversitesi Yayınları çocuk sözlükleri müdürü Vineeta Gupta’nın belirttiği üzere “bu harika bir gün #güneşli”, ya da “dünyanın en iyi ailesine sahibim #muhteşemaile” gibi cümleler var.

Bu veriler iki açıdan çok dikkat çekici. Birincisi, hashtag, bilindiği üzere bir kelime değildir, Twitter akışlarında kullanılmak için geliştirilmiştir. Peki, yeni bir anlam kazanarak korunmak dile mahsusken, bunu yapmayı nasıl başardı? Dilin gelişimini gösteren popüler örnekler arasında, 1000 yıl önce kadın ya da eş anlamına gelen “kraliçe” sözcüğü verilebilir. Günümüzde bu kelime kadın hükümdarları tanımlamak için kullanılır. Ya da “gay” kelimesinin anlam değişimini ele alalım; 19. Yüzyıl sonlarına kadar bu kelime genellikle kaygısızlık ya da gösteriş merakı gibi hissiyatları tanımlamak için kullanılırdı. İkinci olarak, dijital iletişimde kullanılmak için geliştirilen hashtag, artık hikâye yazımı gibi geleneksel dil üretimi yöntemlerinde de yer almaya başlıyor. Peki, yaşları bir Twitter hesabına sahip olmak için çok küçük olan bu çocukları, hashtag’i bu yeni biçimiyle kullanmaya iten nedir? Ve bu yenilik, yeni dijital iletişim formları için ne anlama gelmektedir?

İngilizce, İtalyanca, Japonca gibi doğal diller evreninde, kelimeler ve diğer gramer ifadeleri, yeni anlamlar kazanabilir. Bu esnada kazandıkları anlam, asli anlamlarını da andırabilir. Örneğin, İngilizcede “üst” edatının anlamı, “Resim kanepenin üzerinde” dediğimiz zaman standarttır. Ama aynı zamanda, “Bulutlar güneşin üzerinde” dendiği zaman olduğu gibi, bir “örtme” anlamı da kazanır. Bu örnekteki üst kelimesinin, “yukarı” anlamına gelmediğini ilk bakışta anlayabiliriz. Nihayetinde, yerkürenin perspektifine göre bulutlar güneşin altındadır. Ama bu örtme anlamı, sıradan bir masaüstü sözlüğünde bile “üst”ün yan anlamlıları arasında listelenir.

Sözcüklerin yeni anlamları, çoğunlukla, önceki anlamına göre bir farklılaşarak oluşmaya başlar. Örneğin üst kelimesi, bazı bağlamlarda “üzerinde” anlamı; örtme, kaplama anlamı verebilir, “masa örtüsünü masanın üzerine serdi” cümlesindeki gibi. Görünüşe göre, bir sözcüğü bilinçsiz olarak öz anlamından ayırıp orijinalinden bağımsız yeni bağlamlara adapte ederek onlara yeni kullanım alanları oluşturuyoruz. Bu doğal, usulca ilerleyen süreç neredeyse hiç farkına varılmadan zaman içinde harikulade değişimlere varabiliyor. Birkaç yüzyıl içerisinde, İngilizce konuşanlar “muhteşem piç dilimizi” neredeyse tanınmanın ötesinde yeniden şekillendirdi. Chaucer’ın dili bugün bilinmeyen, yabancı bir arazi gibidir.

Hashtag’e olanlar da buna benzer. İlk başta Twitter kullanıcılarının tweet’ler için geçerli olan karakter kısıtlamaları yüzünden, anahtar sözcüklere vurgu yaparak daha geniş kapsamlı sohbetlere erişebilmeleri için geliştirildi. Fakat bu atıfta bulunma eylemi, bir tür vurgulama anlamı oluşturdu. Cümle içindeki atıf işlevinden bağımsız olarak, hashtag’e uygulanabilecek bir anlam olarak yeniden analiz edilmeye başlandı. Sonuç olarak hashtag, dildeki bildiğimiz anlamsal değişim sürecinin bir nesnesi haline geldi.

İletişim sistemlerinin en belirgin özelliği, sembolleri –somut bir örnek olarak hashtag- geleneksel anlamlarda kullanmak ve belirli bir topluluk içerisinde anlamsal bir fonksiyona sahip olmasını sağlamaktır. Hashtag söz konusuyken bu topluluk Twitter kullanıcılarıdır. Dijital iletişim ağı ile Twitter hashtag’i ve şimdi her yerde ortaya çıkan emojiler -smileyler, göz kırpmalar ve mobil iletişim ağında fırtınalar koparan diğer küçük simgeler- arasındaki fark, hashtag’in sembolik olmasıdır. Temsil ettiği şeyi anımsatmaz, anlamak için hashtag’in ne olduğunu bilmeniz gerekir. Renkli emojilerse bunun tam tersine ikonik sembollerdir: temsil ettikleri şeye benzerler, ağlayan surat emoji’si temsil ettiği duyguyu yansıtır.

Fakat bu farklılık, en azından bu ölçüte göre, hashtag’in emojilere göre daha dile yakın olduğu anlamına geliyor. Nihayetinde, doğal dillerdeki işaretler ikonikten ziyade semboliktir. İngilizce’de kedi anlamına gelen “cat” sözcüğünü oluşturan seslerin (ya da harflerin), çoğu batılının evlerinde beslediği evcil hayvana atıfta bulunmasının sebebi hepimizin kedi sembolü üzerinde uzlaşmış olmasıdır. Eğer Hintçe konuşuyorsanız bu uzlaşma noktası “bili”yken, Fransızca konuşanlar içinse “chat”dir

İkonikten ziyade sembolik olan, emojimsi işaretlerin sonucuysa değişime daha açık olmalarıdır. Hashtag anlam kayması yaşarken, kaka emojisi, gülümseyen yüzün aksine, sonsuza kadar ikonik olarak temsil ettiği anlama bağlıdır.

İlginçtir ki, hashtag aynı zamanda söylem türleri arasında da yayılmış, dilbilimsel olarak vurgunun işaretleyicisi olarak, yazılı iletişimde noktalama ve ayrıntılama sembolü olarak yeni bir hayat sürüyor. Ve bu, dijital iletişimin dildeki doğası ve rolüyle, genel olarak insan iletişimi ile ilgili pek çok soruyu akla getiriyor.

İnsan iletişiminin, doğal olarak uzlaşmacı yapısıyla karakterize olan derin evrimsel kökleri vardır. Ve bu, tekrar tekrar doğup, değişmekte ve kullanıldığı anlamlara göre evrimleşmeye devam etmektedir; kullanışlılık dil değişiminin itici gücüdür. Bu, doğal bir süreç olarak ilerlerken, yeni teknolojiler de insanlar arası iletişim yollarının boyut ve biçimini yenileyerek insan iletişimi potansiyelini giderek arttırmaktadır. Bu hem heyecan verici hem de şaşırtıcıdır. Ve 13 yaş altı çocuklar, en şahane dil yenilikçileri olarak bize öncülük etmekteler.

 

Yazar: Vyvyan Evans
Çevirmen: Sezen Kiraz
Kaynak: The Guardian

Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır.


Paylaş

Düşünbil Portal

Düşünbil Portal, bilim, felsefe ve psikanaliz alanlarında yazılı ve görsel içerikli makale, deneme ve çeviri yayınlayan çok içerikli bir portaldır. Genel okur-yazar kitlenin bilinçlenmesini ve farkındalık kazanmasını amaçlamaktayız. “Düşünen her insan gençtir” vizyonu ile her genç insana hitap etmeyi amaçlayan Düşünbil Portal, dergi ve etkinliklerle bu amacını geliştirmektedir.

https://www.dusunbil.com